BURADASINIZ

Bebeğinizin dördüncü trimesteri

Bebeğinizin dördüncü trimesteri

1986 yılında Montreal’ deki bir grup pediatrist, 99 anne ve bebeği ile ilgili bir araştırma yapmış. Annelerin yarısına bebekleri ağlamasa bile günde en az 3 saat daha kucaklarında tutmaları söylemiş ve bunları yapabilmek için onlara sling (bebek taşıyıcı) verilmiş. Diğer anneler ise kontrol grubunu oluşturuyormuş ve onlara bebeklerini kucaklarına almaları konusunda herhangi bir talimat verilmemiş. 6 hafta sonra araştırmacılar, kucakta daha fazla taşınan bebeklerin, diğer bebeklere göre %43 oranında daha az ağladığını keşfetmişler. Bu yazımda bebeklerin doğumdan sonra yaşadıkları ilk üç aylık döneme yani dördüncü trimestere değineceğim, elbette bu araştırmadaki bebeklerin de neden daha az ağladığını anlayacağız.

“Mahallenin En Mutlu Bebeği” kitabının yazarı ve aynı zamanda çocuk doktoru olan Dr. Harvey Karp, yeni doğmuş bebeklerin sık ağlamalarının nedenleri ve sakinleştirme yolları hakkında ebeveynlerin en çok ihtiyaç duyduğu bilgileri kitabında özetlerken, özellikle 4. Trimester teorisini bebeklerin ağlamalarının asıl sebebi olarak ortaya çıkarmaktadır.

Bebeğin anne karnındaki gelişimi teoride 9 ay 10 gün sürmektedir. İlk trimesterde annenin bedeni hamileliğe hazırlanırken, bebeğin hücreleri büyük hızla çoğalıp ve organları oluşmaya başlıyor. İkinci ve üçüncü trimesterde ise bu organlar gelişiyor ve zaman ilerledikçe, hem bebek hem de anne doğuma hazırlanıyor. Bebek doğar ama hala dış dünyaya hazır değildir. Doğduklarında henüz gelişimlerini tamamlamayan bebeklerimizin kafaları bedenlerine göre daha büyüktür.  Anne rahminde gelişim evresini tamamlayamadan doğan bebek, bu gelişimi tamamlamak için doğumdan sonraki üç aya daha ihtiyaç duyar. Dr. Karp, bu süreyi kayıp dördüncü trimester olarak tanımlıyor. Bir annenin yapması gereken, bu süre boyunca bebeğini tıpkı rahminde olduğu gibi ihtiyaç duyduğu her an beslenmek, sallamak, sallarken bir yandan pışpışşşlamak ve sarıp sarmalamaktır.

Aslında özetle, bebek doğduğunda fiziksel olarak doğum kanalından geçebilecek boyuta gelir. Ancak bebeğin beyinsel gelişimini artık dünyada devam ettirmesi gerektiği için doğmuş ama doğumdan sonraki 3 aylık dönem ruhsal olarak aslında anne karnına ihtiyaç duyduğu dönem.

Dördüncü trimesterde bebeklerin sebepsiz gibi görünen ağlamasının en önemli sebebi de anne rahmindeki ortama geri dönme ihtiyacıdır.

“Yeni doğan bebekler, dünyaya hazır olduklarına dair bazı işaretleri sahiptir, fakat buna rağmen, dünyadaki ilk üç aylarında bebeklerimiz öylesine olgunlaşmamıştır ki kendilerini endişeli hissettiklerinde tekrar annelerinin karnında dönme şansına sahip olsalar çok mutlu olurlardı.” diye ifade eder Harvey Karp.

Peki, anne karnında olmak nasıl bir histir?

Bebekler anne karnında annelerinin bedeninin seslerine, kalp atışına, sindirim seslerine, annenin kendi sesine, loş bir ışığa, sabit ısıya ve harekete alışırlar. Dolayısıyla doğumdan sonraki soğuk, aydınlık, hareketsizlik, sert davranışlar, yüksek sesler ya da anneden ayrılmak yenidoğan bebeğe korkutucu ve başa çıkılamaz gibi gelebilir. Anne, bebeğini kucağına alırsa, onun kalp atışını ve sesini duyacak, nefes alışından kaynaklanan tanıdık sallanmayı hissedecektir. Bu bebek için güven verici bir davranıştır. Bebek, annesinin yanından ayrılırsa bütün o yeni duyumlarla anlamlı ve ilişki kurmakta daha çok güçlük çekecektir. Bu onun duyu sistemini aşırı yükleyerek kafa karışıklığına ve paniğe yol açabilir. Anne, bebeğini kucağına alamıyorsa babası ya da bir başkası mutlaka kucağına almalıdır.

Bebeğiniz karınızdayken, dar bir alanda, fetüs pozisyonunda ve etrafı rahmin sıcak duvarları tarafından sarılmıştır. Günün büyük bir kısmını hafifçe sallanarak geçirir ve etrafında hep boğuk bir ses vardır. Dünya üzerindeki neredeyse tüm geleneksel bebek sakinleştirme tekniğinin, karın içindeki bu duyguları taklit etmeye çalışmasının sebebi budur. Kundaklanması, sallanması ve şşşt sesi ile sakinleştirmeye çalışması ile bebeğe rahim benzeri bir ortam yaratır. İşte bu dördüncü üç aylık dönemde bu koşulları yaratmak bebekler için çok hayatidir.

Elbette doğum sonrası hayat ile doğum öncesi hayat bir değildir. Bebeklerin doğum sonrası ihtiyaçları anne karnındaki de benzer ihtiyaçlardır. Bunlar nelerdir: sıcaklık, tensel uyaranlar, bedene baskı, hareket, kalp atış sesi, annenin sesi ve anne bedeninden beslenmeyi içeren anlar, bu ihtiyaçları karşılamanın en iyi yolu bebekleri kucakta taşınmak istediklerinde emzirmektir.

Anne karnındaki amniyotik sıvısı aracılığıyla rahim duvarları, bebeğin cildini sürekli uyarır ve ona masaj yapar. Tensel uyarı, bebeğin kendi bedeninin farkına varmasının ilk araçlarından biridir. Dokunmak, bebeğin kendi varlığının gerçekliğine ilişkin algısının gelişimi için en temel ihtiyaçtır. Dokunmak bebekleri hayata kavuşturur. Tensel uyarılar;  dokunma, kucağı alma, pışpışlama,  okşama, masaj yapma ve emzirmedir.

Rahim içindeki bebek ellerini ve kollarını çok rahat bir şekilde hareket ettiremiyorken doğumdan sonra kol ve bacak hareketlerinin daha serbest olması sebebiyle paniğe kapılabilir. Bu sebeple bebekler kundaklanırsa daha sakin oldukları gözlemlenir.

Bebeklerin, bu dördüncü trimesterde ana rahmindeymiş gibi hissetmeye olduğu konusunu anladık, peki bizler neler yapabiliriz?

Kundaklama: Bebeğinizi kundaklayın. Kundak konusunda şöyle bir hatırlatma yapmalıyım, Hekimler uzun süredir tam kundak önermiyor, kalça çıkığı sebebi ile sadece ayaklarının serbest kaldığı, kollarının sarıldığı yarım kundak metodunu kullanabilirsiniz.  Bebek, kundaklandığı zaman kollarını hareket ettiremediği için kendisini korkutmuyor. Kendini yine ana rahmindeymiş gibi hissediyor ve sakinleşiyor.

Yan/Karın üstü yatırma: Bebeğinizi kolunuzun üzerine doğru yüzükoyun veya yan olarak yatırın. Dr. Harvey Karp, ters emzirme tutuşu, futbol tutuşu ve omuz üstü tutuşu önermektedir.

Şşşşşşlama (pışpışlama): Bebeğinizin kulağına yüksek sesle ve tekrar tekrar ‘şşşş, pışşş” deyin. Bu tür seslere beyaz sesler diyoruz, anne rahmindeki seslere benzediği için bebeğinizin sakinleşmesi daha kolay oluyor. Bir sonraki yazımda size beyaz seslerin detayını yazacağım. Buzuki Orhon’ ı kolik için hazırlamış olduğu müziği de dinlediyseniz, anne rahmindeki seslere benzediğinden dolayı beni daha iyi anlayacaksınız.

Hafifçe Sallama: Bebeğinizi sallayın. Ancak bu hareket annelerimizin ayağında yastıkla yaptığı gibi yanlara doğru değil de dizlerimizden faydalanarak yaylanmak şeklinde olmalı.

Emzirme: Emme ihtiyacı için de emzirin. Bebeğinizi ne zaman emmek isterse emsin, bildiğimiz üzere sadece karnı aç olduğunda değil; sakinleşmek istediğinde, susadığında, ruhsal olarak doymak istediğinde de emmek isteyecektir.

Ayrıca bebeğinizi giyerek, yani babywearing metodu ile de bebeğinizi sakinleştirebilirsiniz. Annesinin vücuduna sokulduğu zaman, annesinin aşina olduğu kalp atışlarına duyar, nefesini hisseder. Annenin bu ritmi bebeğin ritmi haline gelir, sling bebeğin kollarını ve bacaklarını kontrol altında tutar. Bir bebeğin en büyük ihtiyacı annesinin vücuduna yakın olma duygusunu hissetmektir. Annesinin göğsü üzerindeki güvenli yere yerleşen bebekler daha az korkar, kendini güvende hisseder, daha mutlu olur.  Aynı zamanda bebeğini alışık olduğu bir yerde taşınması anneye de bebekle ile bağlanma fırsatı verir. Bebeğinizi sling ile taşımak ona çok iyi gelir, ayrıca annenin hayatını kolaylaştırır. Ben bu sling olayını anneye bir özgürlük aracı olarak da tanımlıyorum. Bebeğiniz giyip, evdeki bir takım işlerinizi yapabilirsiniz yada dışarı çıkıp, dolaşabilirsiniz. Slingde taşınan bebekler anne veya babalarını ile iletişim kurmak için onlara çok yakındırlar. Annesinin kucağında olan bebek annesinin yüzünü inceler. Annesini gördüklerini görür, duyduklarını duyar ve hatta onun duygularını bile paylaşır. Bebekler bu şekilde insani ifadeleri ve beden dilinin inceliklerini öğrenirler.

Bebeğinizi sürekli kucağınıza almanız, onu sallayıp sakinleştirmeniz, sling ile dolaşmanız onu şımartmaz. Bebeklerin henüz şımarma üzerine beyinleri gelişmemiştir.

Sizlere bebeğinizin ilk üç ayında ona daha sağlıklı ve huzurlu bir ortam için neler yapabileceğinizi kısaca özetledim.

Sevginiz bol olsun.


BU GÖNDERİ İÇİN YORUMLAR KAPALIDIR