Pozitif doğum hikayelerini sizler ile paylaşmayı seviyorum.
Sevgili Aylin ve eşi ile doğuma hazırlık eğitimimde yollarımız kesişti. Eğitimden sonra doktorunu değiştirmeye karar verdi, bu süreçte iletişim halinde idik. İçlerine sinen bir doktor ile birlikte olmak onlar için çok önemliydi. Eğitim sonrasında ara sıra mesajlaşmaya devam ettik. Bir sabah Aylin 40+1′ de iken kendisinden bir mesaj geldi, diyordu ki; “Esra, yürüyorum merdiven inip çıkıyorum, bebeğim hala gelmedi. Ne yapmam lazım?” Ben de öncelikle bunu yani panik ve sabırsız havasından çıkması gerektiğini söyledim, sakin bir şekilde bebeğini beklemesini ve ilave olarak bir kaç şey yapmasını tavsiye ettim. Gene 1-2 gün mesajlaşmaya devam ettik, 2 gün sonra bir akşam Aylin’ den tekrar bir mesaj geldi: Suyumun geldiğini nasıl anlarım diye” Evet, artık zamanı gelmişti…. Ertesi sabah eşi ile tekrar mesajlaştığımda, bebekleri kucaklarında idi. Aylin bizimle güzel ve pozitif doğum hikayesini paylaştı, kendisine tekrar teşekkür ediyorum. Tüylerim ürpererek, mutluluk içinde okudum. Eminim sizler de benim ile aynı duyguları hissedeceksiniz. Ama özellikle feyiz almanızı da tavsiye ederim. Aylin’ in tavsiyelerine kulak verin…
Aylin’ in ağzından pozitif doğum hikayesi:
Merhaba sevgili anne adayları,
Ben de tüm hamileliğim boyunca okuduğum pozitif hikayelere bir yenisini eklemek ve yapabilirsem başkalarını da cesaretlendirmek istedim. Çok şükür 21 Temmuzda (40+3)kucağıma aldığım oğlumun ve bizim hikayemiz:
Şanslı bir hamilelik geçirdim diyebilirim. Kusma/mide yanması/halsizlik vs. gibi şikayetlerim olmadı ve makul derecede kilo aldım. En başından beri oldukça hareketli geçirdim hamileliğimi. Sürekli yürüdüm ve evde hep aktiftim. Özellikle 36 haftadan sonra doğumun kolay geçmesi için resmen kampa girdim diyebilirim. Her gün yürümeye ek, merdiven çıkmalar ve 100’lerce çömelme ekledim. Kolay olmuyor tabi karnınız burnunda dizleriniz ağrıya ağrıya bu kadar hareketli olmak ama hedef belli 🙂
Bu arada en başından beri gitmekte olduğum doktoru 36.haftada değiştirdim. İçime tam sinmediğini hissetmeme rağmen o haftaya kadar devam edip, doktorun çok da normal doğumu desteklemeyen ifadelerinden sonra (’40 haftadan sonra beklemem’ gibi) bir anda bırakıp birkaç doktor görüşmesinden sonra doğumumu gerçekleştiren doktora karar kıldık. Her şeyiniz normal gidiyorsa sakın doktor veya hastane değiştirmekten korkmayın. Gerekseydi 39 haftada bile yapardım bunu…
40. hafta kontrolümde hala bebek inmemiş ve açılmam olmamıştı. Hatta bu çok beğendiğim doktorum bile moral bozucu bir yorumla eve gönderdi beni o gün. Bana ‘çatın çok vasat’ normal doğurman zor demişti. Allahtan 41+2’ye kadar bekleriz dedi de tamamen dağılmadım:) (Sakın 40 haftayı geçmekten korkmayın ve bunu destekleyen bir doktor bulun) Normal doğuma o kadar odaklanmışım ki o akşamı hep ağlayarak geçirdim. (Benim kadar da odaklanmanızı önermem aslında,
40+2 sabahı herkes uyurken daha çok yoğunlaştım bebeğime. Hatta komik belki ama odasında duran koca biberon şeklindeki balonu dua ederek ve onunla konuşarak balkondan yukarı uçuruverdim. Günün devamını annemlerle gezerek geçirdim. Akşamında ise uzun aradan sonra eşimle baş başa çıkmaya karar verdik. Hatta hedefimiz pizza+şarap gecesi yapmaktı. Elimdeki en güzel hamile elbisesini giydim, süslendim püslendim ve anı yaşamaya karar verdim. Pizzamız ve şarabımız masaya geldiğinde bir anda sıcak bir akıntı hissettim ve galiba suyum geldi dedim eşime. İkimiz de çok sakindik. Ne olur ne olmaz diye şarabı içemeden geri çevirdim tabi ama bebeğim yakında gelirse güçlü olmam gerek diye de yiyebildiğim kadar pizzamdan yiyip üstüne tatlı sipariş ettirdim:) Doktorum yaşadığım deneyimden henüz su olmadığına kanaat getirdi; ama ben hislerime güvenerek eşime hastaneye gitmek istediğimi söyledim. Yapılan kontrolde gerçekten suyumun geldiğini ve NST’deki kasılmaların (hiç hissetmesem de) düzenli gelmeye başladığını söyleyerek yatış verdiler. İkimiz de çok mutlu olduk. Sonuçta bebeğimiz kendi zamanında geliyordu…
Kasılmaları başlatmak için rahme ilaç yerleştirdiler ve gerçekten 1 saat sonra oldukça yoğun kasılmalar çekmeye başladım. 4 cm açılmaya ulaştığımda epidural talep ettim. Hayallerimde tamamen doğal bir doğum vardı ama ağrı eşiği yüksek olan beni bile yıldırdı bu kasılmalar. Korkutmak istemem bu benim deneyimimdi, benden hemen önce doğuran yan odadaki gebe ise anca 8 cm’de hissetmeye başlamıştı kasılmalarını. O an insan ben buna dayanamam, bilseydim sezaryen isterdim diyor ama sabır, sakinlik ve bol düzenli nefesle ve eşinin/sevdiğinin desteğiyle atlatıyor. 8 saatlik kasılmadan sonra sabah doğum odasında geçirdiğim 10 dakikadan sonra bebeğim tüm çığlığı ve sıcaklığıyla kucağımdaydı. Doğumun hemen ardından hiçbir ağrınız kalmıyor hakikaten Bu arada o kadar içime yer etmiş ki doğum sırasında bile doktora ‘Benim moralimi çok bozmuştunuz, çatın vasat demiştiniz’ diyerek de içimdekileri ayrıca boşalttım:)
Demem o ki; benim gibi son ana kadar çatınız açılmamış, bebeğiniz inmemiş olabilir; 40 haftayı geçmiş olabilirsiniz. Sakın ümitsizliğe kapılmayın ve başkalarının da sizin moralinizi bozmasına izin vermeyin. Kendinize, hislerinize ve bebeğinize güvenin!
Mutlu doğumlar!
BU GÖNDERİ İÇİN YORUMLAR KAPALIDIR