BURADASINIZ

Judith Malika Liberman’ dan “Masal Ter...

Judith Malika Liberman’ dan “Masal Terapi”

Geçenlerde duygusal olarak yoğun geçirdiğim günlerden bir gün kendim için güzel bir plan yapmıştım. Merakla beklediğim “8 Saniye” filmini sinemada izlemeye gitmek için daha güzel bir gün olamazdı. Seans öncesinde kendime güzel bir kahve ve sandviç ısmarlarmış kitabımı okuyordum. Fark ettim ki yan tarafta D&R var, kahvemi bitirip hemen girdim. Satın alacak bir kitabım illa vardır. Sonra karşıma Judith Malika Liberman’ ın Masal Terapi isimli kitabı çıktı. Hemen incelemeye başladım kitabı, daha önce duymuştum. Merakla içini karıştırdım. Rastgele bir sayfa açtım ve masalımı okudum. Bilmem biliyor musunuz ama kitabın kullanım amacı şu şekilde: kendinizi bir yol ayrımında hissetiğinizde, bir kararsızlık yaşadığınızda kitaptan rastgele bir sayfa aç, okumaya başla. Karşınıza çıkan masal size yolunuzu bulmada yardım edecek. Bir nevi masallar ile oyun aslında. Bir iyileşme oyunu diyor Sevgili Judith. Masallar rehberlik ediyor, yol gösteriyor belki de iyileştiriyor. İşte o anda rastgele açtığım sayfa tam da günün anlam ve önemini bana bir kez daha vurguladı. Mesajı almıştım. Tabi ki kitabı da…. Arada evde, dışarda çantamdan çıkarıp rastgele sayfamı seçip masalımı okuyorum. Sadece okumak yeterli değil aslında. Dilerseniz kendinize bir seyir defteri alıp düşüncelerinizi de yazabiliyorsunuz. Sonuç olarak ben seviyorum masal terapimi, bana iyi geliyor. Geçen hafta gene karışık ve çok yoğun olduğum günlerden bir gün açtım rastgele bir masal okumaya başladım. O an çok anlamlı geldi. Sizler ile de paylaşmak istedim. Masal aynen şöyle:

Mağaradan bir ders

En kısa sürede aydınlanmaya ulaşmak isteyen bir öğrenci meditasyon yapmak için bir mağarada inzivaya çekilmeye karar vermiş. Ustası, bu kararını tek bir şartla onaylayacağını söylemiş. Şartı öğrencisinin ayda bir kez ilerlemesi ile ilgili bir not göndermesiymiş. Bir ay sonra öğrenci şöyle bir not göndermiş: “Kalbimin bin yapraklı bir çiçek gibi açıldığını hissettim.” Usta “Hımm” diye mırıldanmış ve notu buruşturup çöp kutusuna atmış. Bir ay sonraki notta şöyle yazıyormuş: Kalbim artık bana ait değil. Göğsümde atan şey içimde var olan evrenin kalbinin küçük bir parçası.” Usta yine etkilenmemiş ve hatta biraz da hayal kırıklığına uğramış. Not yine çöpü boylamış. Ertesi ay notta şöyle yazıyormuş: “Evren bana birlik dalgaları yolluyor. Bedensel kabuğundan çıktım ve yıldızlara seyahat ettim.” Usta hiç mi hiç etkilenmemiş. Bundan sonra gelen notların tümü tıpkı iki gibi ustanın hayal kırıklığıyla çöpü boylamış. Bir tanesinde, “Evren benim aracılığıyla benimle konuşuyor”  yazıyormuş. Diğerinde, “Her şey bir, hem bir zerre hem de yaratıcıyım.” diyormuş. Bu notlar da diğerlerini takip edip çöpü boylarken giderek ustanın sabrını tüketmeye başlamışlar. Ta ki öğrenci vakti geldiği halde hiçbir not göndermeyene kadar. Ertesi ayda not gelmeyince usta öğrencisine bir hatırlatma gönderip aylık yazılı raporunu sormuş. Cevap olarak gelen notta şöyle yazıyormuş: “Kimin umurunda?”
“Sonunda!”  diye bağırmış guru, “Sonunda anladı!”

Mesaj ise çok net! Çabamala! Yıkmaya çalıştığın duvarlar, aşmaya çalıştığın sınırlar aslında hiç var olmamış olabilir mi? Bazen ilerleme daha fazla çaba ile olmaz. Bazen gereken, çabalamaktan vazgeçmektir. Bunu deneyimlemeye hazır mısın? Sonra benden ilerleyişimde bana yük olan çabalarımın neler olduğunu soruyor. Biraz daha özgür kalmak için neler seçebilirim?

Alıştırması ise şu:
Mola ver gün içinde sık yaşadığın bir eylemi seç. Mesela telefonu eline almak, e-postaları kontrol etmek vs. Ve her gün normalde bu eylemi gerçekleştirdiğin sırada uğraşına bir dakikalık mola ver. Derin bir nefes al ve kendine hatırlat: “Kendimden hoşnudum ve herşey olması gerektiği gibi. Şu yaşadığım an tümüyle tatmin edici ve tam olması gerektiği gibi.” Hayatımda sık yaptığım eylemlerden seçip ben de bir mola verdim. Bunlardan bir tanesi telefonumu, tablet bilgiayarımı elime sık almak gibi. 10 gündür çok daha rahat olduğumu hissediyorum. Bu vesile ile daha sık kitap okumak için kendime vakit ayırabiliyorum.

Judith bu masalı Marienne Williamson’ dan bir alıntı ile bitirmiş:

En derin korkumuz yetersizlik değildir. En derin korkumuz haddinden fazla güce sahip olmaktır. Bizi en çok korkutan, karanlığımız değil ışığımızdır. Kendimize sorarız; “Ben kimim ki zekki, muhteşem, yetenekli, şahane olayım?” Aslında sen olmayacaksın da kim olacak? Sen Tanrı’ nın çocuğusun. Küçük oynamanın dünyaya bir yararı yok.

Size tavsiyem Masal Terapi kitabını alın. Hem çok beğenecek hem de çk faydasını göreceksiniz.


BU GÖNDERİ İÇİN YORUMLAR KAPALIDIR