Kızıma hamile iken bol miktarda kiraz, karpuz hatta bir oturuşta bir kavun yemenin bana uyulması gereken bir diyet listesine dönüşeceğini tahmin etmiştim. Şeker konusunda dikkat etmem gerekiyordu, bol egzersiz ve diyet hamileliğimin bir parçası haline gelmişti. Diyete alışmak zor olmadı hatta bana çok iyi gelmişti. Zaten normal bir insanın bile hayatta sağlığı için yemesi gerekenler ve yememesi gerekenler yok mu? Bu liste bir mecburiyete dönüşünce diyet adını alıyor sadece. Çok hızlı kilo alıyordum ve yaptırdığım şeker yükleme testim hafif yüksek değerde çıkmıştı. Evet, şeker yükleme testi yaptırmıştım. O zamanlar televizyonlarda şeker yükleme testi yaptırmak çok zararlı diye programlar olmuyordu. Olsa da dinler miydim sizce?
Bildiğiniz üzere Canan Karatay yaptığı açıklamalar ile bu konuda hamilelerin kafasını bir hayli karıştırdı. Tıp dünyasını ikiye böldü bile denilebilir. Aman efendim kafanız her denilene karışmasın, herkesin lafını dinlemeyin. Özellikle bu programları izleyen annelerinizi ve kayınvalidelerinizin sözünü hiç dinlemeyin. Sizi takip eden bir kadın doğum doktorunuz yok mu? Bebeğinizin sağlığı için zaten sizi en iyi şekilde yönlendirecektir. Aslına bakılırsa benim de bu aralar kafam karışmadı değil, ama netlik kazanmak için ben de Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yasemin Yakut’un kapısını çaldım. Kendisine sordum ve çok güzel açıklamalar ile karşınızdayım.
Gebelikte şeker hastalığı (Gestasyonel Diyabet) nedir?
Diyabet pankreastan insülinin az salınması nedeniyle oluşan metabolik bir hastalıktır. Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmaları bozulur ve kan glikozu artar.
Diabetes Mellitus (DM) insülin eksikliği, insülin direnci veya her ikisi sonucu gelişen hiperglisemi (kanda şeker düzeyinin yükselmesi) ile karakterize bir metabolik hastalıktır. Gebelikte 3 tip DM görülebilir.
1. Tip I DM İnsüline bağımlı
2. Tip II DM İnsüline bağımlı olmayan
3. Gestasyonel DM
Tip I DM ve Tip II DM gebelik öncesi var olan tiplerken, Gestasyonel DM gebelikte gelişen tiptir.
Gestasyonel DM (GDM) gebelikte başlayan veya gebelikte ilk olarak tanımlanan herhangi bir düzeydeki glukoz intoleransı olarak tanımlanmaktadır. Gebelikte görülen diyabetin %90’ını bu tiptir.
Gebelikte şeker metabolizması önemli ölçüde değişir.
Gebenin karnı açken şeker seviyesi düşer, yemek yemelerine takiben de şeker seviyeleri normal gebe olmayan bir kadına göre daha fazla yükselir. Bu glikoz toleransının bozulduğunun bir göstergesidir. Normal kadınlar gebelik esnasında iki kat daha fazla insülin üretirler. İnsülin şeker metabolizması ile ilgili bir hormondur. Diyabetik kadınlar da ise hamilelikte insülin gereksinimi daha da artar.
Gebeliğin 23. Haftasından sonra bebeğin şeker metabolizması ile hormonları artık çalışmaya başlar. Bu hormonlar anne karnındaki bebekten göbek kordonu aracılığı ile gerçekleşen kan alışverişi ile annenin kanına geçer. İşte bebekten gelen bu fazla hormon sebebi ile bazı anne adaylarında şekere karşı tolerans bozukluğu olur.
Gestasyonel diyabetin aslında gebenin ailesinde var olan şeker hastalığı ile alakası yoktur. Her gebe de görülebilir. Ayrıca gebeliği esnasında gestasyonel diyabet tanısı konan kadınların yaşamlarının bir döneminde diyabet hastası olma olasılığı yüksektir.
-Şeker yükleme testi neden ve nasıl yapılır?
Bebekten gelen bu fazla hormon ile şekere karşı tolerans bozukluğu olan anneler kimlerdir diye bakılması gerekir. Gebeye öncelikle 26-28. gebelik haftalarında 50 gram şeker yükleme testi yapılır. Bu testin amacı taramadır. Bu 50 gram şeker yüklemesi aslında yediğimiz bir dilim karpuz, bir salkım üzüm ile aynı değerdedir. 50 gram glikoz yüklemesi yapılarak acaba hangi gebelerde glikoz tolerans bozukluğu vardır tespit edilir.
Eğer ilk etapta yapılan 50 gram glikoz yükleme testinin sonucu normal çıkar ise anne adayı yola normal olarak devam eder. Eğer sonuç normal çıkmaz ise, yani gebede tolerans bozukluğu çıkar ne yapılır?
Anneye diyet mi önerilecek, daha da fazla egzersiz mi önerilecek ya da insülin mi yapılacak bunu tespit etmek için 100 gram şeker yükleme testi yapılır.
-Bu testlerin günün herhangi bir saatinde mi yapılması gereklidir?
50 gramlık şeker yükleme testi illa aç karnına yapılması gerekmiyor. Sabah ile öğle saatleri arasında yapılır, en ideali gebe kahvaltı ettikten 2 saat sonra yapılmasıdır.
100 gramlık test ise, öncelikle gebeye 3 günlük bir diyet listesi verilir. Bu listeye uyması gerekmektedir. Bu diyet içinde genelde belli gıdalar yenilmesi ve içerilmesi önerilir. Genellikle karbonhidrat, şeker, meyve kısıtlıdır. Önce gebe diyete uyar, sonra 4. günde aç karnına 100 gramlık şeker yükleme testi yaptırır. Anne adayı bu testte 100 gram şeker içer ve birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü saatlerde şeker değerlerine bakılır. Değerlerin sonucu normal ise aslında gebenin uyduğu diyet listesi ile şekeri regüle oluyor demektir. Gebeliğin sonuna kadar bu şekilde diyet yapması, egzersiz yapması önerilir.
Eğer 100 gramlık testin sonucu 200 ve üzeri değer çıkar ise mutlaka bir dâhiliye doktoruna yönlendirilir ve insülin almaya başlar.
Özetle; 50 gramlık test sonucu yüksek çıkar ise bu gebenin glikoz toleransının bozuk olduğunun göstergesidir, bu bir tarama testidir. 100 gramlık test ise tanı koyma testidir. Normal çıkar ise diyet ve egzersiz yapması önerilir; 200 ve üzeri çıkar ise insülin alması gerekir.
-Testin bir yan etkisi var mıdır?
Testin hiçbir yan etkisi yoktur. Tam tersine anne ve bebeğin sağlığı için çok önemli bir testtir. Tüm gebeler yaptırmalıdır.
Burada tekrar hatırlatmak isterim; 50 gram şeker yüklemesi aslında yediğimiz bir dilim karpuz, bir salkım üzüm ile aynı değerdedir.
-Şeker yükleme testini özellikle hangi gebeler yaptırmalıdır?
Bütün gebeler bu testi yaptırmalıdır. Bir Kadın Doğum Uzmanı eğer bir gebeye hamileliği sırasında bu testi önermez ise suçlu durumuna düşebilir. Çünkü eğer bir gebenin şekeri regüle edilemiyor ise, bebekte bir takım anomaliler, sakatlıklar olabilir. Doğum sonrasında akciğerlerin fazla gelişmemesi yüzünden bebekte solunum sıkıntısı yaşanabilir.
Bebeğin içinde yaşadığı amniyo sıvısının fazla olması, erken doğum riski, gebelik haftasına göre büyük bebek gibi sorunlar yaşanabilir.
Mesela iri bebek olduğu için erken doğum riski olabilir. Normalde 40. haftasında olan bir bebek 3,5 kg iken bu tür bebekler 28. haftadan itibaren 3,5 kg olabiliyorlar. Kilo almış ama akciğer gelişimi henüz tamamlanmadığından dolayı, kilosu iyi olsa bile mutlaka doğduktan sonra küvoze girer bebek. Anne karnında doğuma yakın zamanlarda sebepsiz ölümler aslında şeker testi bozukluğundan, şekerin regüle olmamasından ötürü olabiliyor maalesef.
Gebe doğum yapar yapmaz, yani bebek anne karnından ayrılır ayrılmaz, kan alışverişi bittiği andan itibaren annenin şekeri regüle olur, yani normale döner. Ama önerim bu şekilde tanı konulan gebelerin lohusa dönemlerinin sonunda yani doğumdan yaklaşık altı hafta sonra tekrar test yaptırmalarıdır.
Huzurlarınızda ben Sevgili Yasemin Yakut’ a verdiği bilgiler için teşekkür ediyorum, umarım sizler için faydalı olmuştur.
Bu yazım 14 Mart Cumartesi HT Hayat Köşe’m de yayınlanmıştır.
Fatma Nur
3 Nisan
Bir salkım üzümle 50 gram glikozun eşit olduğu nasıl bir mantıkla söylenebiliyor? İnsanları yanlış yönlendirmeyiniz. Bırakın herkes güvendiği doktoruna kendı hamilelik gidişhatına göre karar versin. Yapılması gereken test olması yada 50 gr yüklemenin bu kadar basite ingirgenmesi sizin uzmanlık alanınız değil.
Esra Demiröz
8 Nisan
Sevgili Fatma Nur Hanım,
Yazımı dikkatlice okuduysanız eğer bu konu ile ilgili kendi uzmanlık bilgimden değil de Opr. Dr. Yasemin Yakut’ un uzmanlık bilgisinden bahsettiğimi fark edebilirsiniz. Bu yazım tamamen kendisi ile yaptığım röportajın detayıdır. Yukarıda yazılan tüm bilgiler bir bilim uzmanının, bir doktorun görüşleridir. İnsanları yönlendirmek için değil, bilgilendirmek için yapılmış bir röportaj yazısıdır.
Her hamile hamileliği boyunca ne yapması veya yapmaması konusunda sırf şeker testi değil tüm hamilelik süreci içindeki gereklilikler ile ilgili kesinlikle kendi doktoru ile iletişim içinde olup, karşılıklı mutabıklar sonucunda ilerlemesi konusuna da KESİNLİKLE katılıyorum.
Teşekkürler,