Yolların ya da geçitlerin çokluğu, karışıklığı yüzünden içinden kolay kolay çıkılamayan yerlere labirent denir.
Lunaparkta eğlence amaçlı labirentler görebiliriz, bazı ülkelerin bahçelerindeki yeşillikler labirent biçiminde yollara bürünmüş olabilir. Bazen de bulmaca dergilerinde zihni geliştirme amaçlı labirentleri görürüz. Aslında labirentin tarihi çok eski.
Hayatımız bir seyahat, yolumuz da bir labirenttir. Labirent burada yolculuğumuzu temsil ediyor. Bizim yolculuğumuz, geçişimiz, aslında belki de bir sınav gibi bizim için. Hayatımızdaki olaylar, hayatımızın bir parçası.
Bir meditasyon çalışması olarak labirent
Labirent, bir yürüme meditasyonu veya ruhsal çalışma olarak da kullanılır. Çoğunlukla dairesel formda örülü bir yoldur. Labirentler, tek girişli ve tek çıkışlıdır ve sadece bir yöne gider.
Labirentte dolaşmak meditasyon etkisi yaratır. Genelde labirentte yürümenin sözde sol-beyin faaliyetini -mantıksal düşünme, analiz ve olgu bazlı planlama- geçici olarak durdurarak ve sağ beyinle ilişkili sezgi ve hayal gücüne dayanan yaratıcılığı teşvik ederek fayda sağladığı söylenir.
Doğum Labirenti
Hindistan’daki ebeler gebe kadın doğururken kullanıyorlar labirenti. Kağıda çizilmiş veya kilden yapılmış bir labirent olabilir bu. Gebe parmaklarıyla doğumu boyunca parmağı ile takip ediyor bu labirenti. Bir nevi doğumda ilaç dışı ağrı kesici yöntem olarak kullanılıyor yani. Doğuran kadın doğum dalgaları sırasında labirentte dolaşarak meditasyon alanına girdiğinden dolayı bu doğum dalgaları ile baş etmesi daha kolay oluyor.
Labirent için hayatımızın içindeki olaylar, hayatımızın bir parçası dedim ya az önce. Ne zaman kafam bir şeye takılsa ya da kafamı dağıtmak istesem hemen defterimi çıkarır bir labirent çizerim. İçinde dolaşır dururum. Evet, kesinlikle öyle, dolaşıp dururken ya o an içimdeki, o takıldığım sorunu çözerim ya da çözmeye yakınlaşırım ya da daha da derine inerim. Takıldığım yerde yol gösterici aslında. Dolaşırken sakinlediğim kesin. Bir an için olsun beni bir şeylerden uzaklaştırdığı kesin. Bazen de hiçbir şey düşünmeden dolaşır dururum. Kendimle ilgili bir niyeti derinleştirmek için kullanırım.
Siz de mi denemek istediniz? Labirent çizmenin farklı yöntemleri var. Ben size en basit halini göstermek istiyorum.
Çizdikten sonra sakin bir şekilde oturun, derin bir nefes alın ve keşfe çıkın. Labirente girmeden önce: “Neredeyim? Ben kimim? Nereden geldim? Neden bu yolculuğuna çıkıyorum? Bu labirentin içinde yürümek için niyetim nedir?” gibi sorular sorabilirsin.
İçinde yürü. Dilersen her tarafını boya. Yürürken sadece nefesini farkında ol. Ortaya gelince dur. Farkında ol. Gözlerini kapat. Rahat ol, nefes al, nefes ver, dünyayı, hislerini hisset. Hiç bir şey yapma. Belki bir aydınlanma yaşayacaksın, belki de yaşadığın bir problemin çözümünü bulursun.
Yoluculuğun henüz bitmedi ama. Aynı yoldan geri çıkarken düşüncelerine, nefesine farkında olmaya devam et. Neler geliyor aklına? Belki hemen çıkmak isteyeceksin, belki de hep orada kalmak isteyeceksin. Nasıl hissediyorsun?
Yolculuğundan döndükten sonra hayatına dokunduğunu hisset. Labirent hayatının aynasıdır.
Bu yazım 29 Ekim 2014 HT Hayat Köşem’ de yayınlanmıştır.
BU GÖNDERİ İÇİN YORUMLAR KAPALIDIR