Doktorcuğum

Doğuma hazırlık ve nefes çalışmaları eğitimime katılan bir gebem ve eşi, eğitimden bir hafta sonra doktoru ile aylık rutin ziyareti sırasında yeri gelmişken doğum tercihlerinden bahsetmek istemişler. Gebenin tercihlerinden bir tanesi de doğumhaneye eşi ile birlikte girmek. Hastane, vakıf hastanesi. Doktoru da hastanenin doktoru. Doktor bu tercihi duyar duymaz kibarca ret ederken bir yandan da kendi yorumlarını eklemekten de alıkoyamamış kendisini.

“Ne gerek var, babanın doğumhaneye girmesine.(!) Hastane prosedürleri gereği pek hoşlanmazlar böyle taleplerden. Ayrıca baba doğuma girip de ne yapacakmış? Alt tarafı sadece annenin elini tutabilirmiş, bunun da ne faydası olacakmış.” (!)

Şimdi özellikle son cümleyi duyunca, ben avlanmak üzere olan bir kaplan gibi pozisyon aldım.

Öncelikle sevgili doktorum, nereden biliyorsun, alt tarafı el tutmanın ne faydası olduğunu? Neye dayanarak insanların kendi özel hayatlarına, mahrem dünyalarına tacizde bulunuyorsun? Hastane prosedürü gereği doğuma baba giremez de, bitsin gitsin. Yani gitmesin tabi, ona da diyeceklerim olur da. Ama babanın zaten doğumda üstleneceği en önemli rol, eşini sevmesi, kendisini eşinin yanında hissettirmesi, elinin tutması, ona güç vermesi değil mi?  Hatta babalara yol göstermek amacı ile doğumda ne yapabilirler konusunu ne de güzel anlatmıştım.

“Sevgili baba, öncelikle sakinliğini korumanı öneririm. Doğumda eşinin yanında olmak, eşine destek olmak zaten yapabileceğin en iyi şeydir. Eşinin elini tutabilirsin, onu ne kadar sevdiğini söyleyebilirsin. Güzel sözler fısıldayabilirsin. Onu öpebilirsin. Ona masaj yapabilirsin, Ona ne istiyorsa onu yapabilirsin. “

Gelelim esas konumuza;

Doktorcuğum, doğum sırasında sadece el tutarak neler olur sen biliyor musun? O anne bebeğini doğururken, eşi de yanında iken, sabırsızlıkla, aşk meyvelerini beklerken el ele tutuşurlar ise ne olur biliyor musun sevgili doktorum?

Sevgi, aşk, güven, güç, destek, hormon, oksitosin olur. Ve bebek doğar.

Haydi, şimdi hep birlikte bebeğe, “Merhaba” diyelim.

Bu yazım 26 Temmuz 2014 tarihinde HT Hayat Köşem ‘de yayınlanmıştır.


BU GÖNDERİ İÇİN YORUMLAR KAPALIDIR