Anneler Günü münasebeti ile bir kaç blogger anne ile birlikte Hürriyet’ de çok güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajım Hürriyet Gazetesi’ nin Anneler Günü özel eki olan “Canım Annem” de yayınlandı. Sizleri röportajın devamı ve gazete ekinin fotoğrafları ile baş başa bırakıyorum.
Haber: Ayla Günerhan
1-Öncelikli olarak kendinizi tanıtır mısınız? İşiniz, yaşınız, çocuğunuzun ismi-yaşı-cinsiyeti, evliyseniz eşinizin adı ve mesleği?
Ben Doula (Doğum Destekçisi) ve Doğuma Hazırlık Eğitmeniyim. 12 yıldır eşimle beraberiz, 11 yıldır da evliyiz. Eşim Doğan Dağıtım Yay-Sat’ da 12 yıldır Bilgi Kaynakları Yönetimi Müdürü olarak çalışıyor. 3,5 yaşında Derin isminde bir kızımız var.
2-Sizce siz nasıl bir annesiniz? Annelik size ne ifade ediyor?
Nasıl bir anneyim? Hem annem gibi bir anneyim, hem de annem gibi bir anne değilim. Annemden daha az kuralı olan bir anneyim. Mesela bizim evin her yerinde oyuncak olabilir, sadece çocuk odasında oyun oynanır gibi bir kuralım yoktur. Yemek illa yemek masasında yenmelidir gibi takıntılarım da yoktur. Biraz özgür kılmaya alıştım kızımı tabi belli sınırlar içinde…
3-Anne olmak sizi değiştirdi mi?
Tabi ki değiştirdi. 35 yaşında anne oldum, 35 yaşında sadece bir kadındım. Sonra içimden bir anne çıktı ve eşimin eşi iken artık bir anne ve ailenin kadını oldum. Değer yargılarınız değişiyor, gelecek ile ilgili hedefleriniz ve bu hedefler doğrultusunda kaygılarınız değişiyor. Esra iken bir adım atacakken artık Derin’ in annesi Esra olarak hareket etmeye başlıyorum.
4-Çocuğunuzun bakımında ne kadar sorumluluk üstleniyorsunuz, sorumluluğu kimlerle paylaşıyorsunuz? Ne kadar yardımcı oluyorlar?
Kurumsal iş hayatımı kızımın doğumu ile birlikte bıraktım. Ve bu zamana kadar hep ben baktım, tüm sorumluluk bende. En büyük yardımcım eşim. Kendisi çok güzel vakit geçiriyor kızımızla. Bakımı konusuna da oldukça başarılı. Bebekliğinden beri doyurur, yıkar, her şeyi yapabilir. Hafta sonları ben çalışırken genele eşim bakar kızımıza. Hafta içi ise babaanne ve anneanneden yardım alıyorum.
5-İş hayatınızla, evin temizlik-yemek gibi sorumluluklarıyla çocuk bakımını beraber nasıl yürütüyorsunuz?
Valla bir şekilde yürüyor ama ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Evde herhangi bir yardımcımız yok. Bugüne kadar yemek ve günlük temizlik işleri ile hep ben ilgilendim. Genelde bana yardımcı bir kızım var, küçük işler/görevler veririm kendisine yemek yaparken, temizlik yaparken. İş konusuna gelince, ben gece de çalışan bir insanım. Kızım uyuduktan sonra acil olmayan cevaplamam gereken e-postaları cevaplarım, sosyal medyada dolaşırım, okumam gereken kitap/makaleleri okurum, bloguma yazılarımı yazarım. Gece genelde geç saatte yatar tüm işlerimi yoluna koyarım.
6-Çocuğunuzun geleceğini nasıl tahayyül ediyorsunuz?
Günümüz şartlarında hayal etmek biraz zor ama elbette hayat karşısına iyi insanlar çıkarsın.
7-Çocuğunuzun eğitimine ve mesleğine dair hayalleriniz var mı?
Sevdiği işi yapsın, herhangi bir idealim ya da hayalim yok. Okulunu sevsin, başarılı bir öğrenci olsun, çalışkan olsun. Sevdiği bir işi olsun isterim. Ben lisede iken çok çalışkan bir öğrenci değildim, babası da tam tersim. Takdir ile geçermiş sınıfını hep. Hamile iken, kızımla konuşurken hep ders çalışma şeklinin, okul hayatındaki başarısının babası gibi olmasının istediğimi söyledim kendisine. Bakalım dinlemiş mi?
8-Çocuğunuzun nasıl bir insan olmasını dilerdiniz?
Kendine güvenen, sorumluluk sahibi, sevgi ve saygı dolu bir insan olmasını isterim. Her şey önce sevgiden geçiyor bence. Zaten İmza: Ben kitabında da kızıma Aşk Böceği’ me yazdığım mektupta bunu dile getirmiştim.
9-Çocuğunuzda hangi karakter özelliklerini teşvik etmek hangilerini törpülemek istiyorsunuz?
İnatçı, biraz inadından vazgeçmesi lazım. Biraz da çekingen, umarım ilerde daha girişken olur. Ama sanırım çekingenlik genlerde var, ben üniversite hayatıma kadar çok çekingendim sonradan açıldım. Annem anlatır, eskiden kendisi çocukken evlerine misafir geldiğinden çekingenliğinden yatağın altına saklanırmış. O yüzden bu özelliğini törpülemek isterim.
10-Çocuğunuzu disiplini ve gösterdiğiniz şefkat ve sevgi arasında nasıl bir uyum sağlıyorsunuz?
Hayat içinde belli kurallar ve sınırlar vardır, tüm insanları için sadece çocuklar için değil. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Bizim evde ceza yöntemi yok, sınırlar ve kurallar var. Mantık çerçevesinde halletmeye çalışıyoruz, 3.5 yaşa kadar daha kolaydı. Disiplinin ya da kuralların sevgi ile alakası olmadığını arkasında bizim onun için iyi niyetimizin saklı olduğunu biliyor.
11-Günümüzün modern zamanlarında ve şehirlerinde çocuk yetişmek zor mu yoksa kolay mı?
Çok zor, bizler bizim zamanımızda yaz günleri akşam hava kararana kadar sokakta geçirirdik. Annelerimiz hiçbir zaman ne çocuk istismarından ne de başka bir şeyden endişelenmediler en azından bizim kadar. Şimdi ise sokaklar güvensiz insanlar ile dolu. Bizim zamanımızda bu kadar kötü değildi. Tüm koşullar farklı. Annelerimizin en endişelendikleri şeylerden bir tanesi, okul çıkışına gelen saçma sapan şeker, pamuk şeker, elma şeker satan satıcılar idi.
12-Bu blog yazma işi çocuğunuzla ilişkinizi nasıl değiştirdi? Çocuğunuzla ilişkinize neler kattı?
Aslında blog yazmaya başlayınca diğer blogger anneler ile daha farklı bir ilişki içine giriyorsunuz. Blog dünyasına adım atıyorsunuz. Anlıyorsunuz ki sizin yaşadıklarınız, zorlandığınız konularda yalnız değilsiniz, elbette bu pek çok katkı sağlıyor.
13-Nasıl karar verdiniz blog yazmaya?
Aslında blog yazmaya doula olmaya karar verdikten sonra karar verdim. Hamilelik ve doğumla ilgili öğrendiklerimi paylaşmalıydım. Kadınlar için doğumdan korkunun ne demek olduğunu biliyorum, onlara korkmamaları, korkmamak için neler yapabileceklerini anlatmam gerekiyordu.
14-Kimler takip ediyor blogunuzu?
Genelde anne adayları ve anneler
15-Okuyucu kitleniz kimler?
Gene genelde anne adayları ve anneler
16-Kaç takipçiniz var?
Aslında takipçi sayısı benim için bir kriter değil, yazdığım yazılarında bir anne adayı bile etkilenmişse, hayatında, hamileliğinde, doğumunda bir şey değiştirebildi ise ne mutlu bana. Ama illa sayısal değerler önemli ise, twitter, facebook ve instagram takipçi sayım farklı. Ortalama 1000 üzeri diyebiliriz.
17-Blogunuza dair nasıl geri dönüşler alıyorsunuz okuyucu kitlenizden?
Yazılarım genelde yorum nitelikli değildir ama bana e-posta ile ulaşan bir kesim var. Doğumdan korktuğunu ne yapması gerektiğini soran takipçilerim var, doula olmak isteyen ve yol göstermemi isteyen kişiler var. Eğitimlerime katılmak isteyenler direk e-posta ile ulaşır. Doğumda destek isteyenler gene aynı şekilde.
18-Neler hakkında yazıyorsunuz?
Hamilelik, doğum, doğum sonrası (bebek bakımı, lohusalık dönemi vs)
19-Anne adaylarına ve hali hazırda anne olanlara tavsiyeleriniz neler?
Anne adaylarına rahat bir hamilelik geçirmelerini tavsiye ederim. Gevşemiş olmak çok önemli, bu dingin, sakin, kendinden emin hallerini de doğuma götürmelerini tavsiye ederim. Muhakkak eşleri ile birlikte doğuma hazırlık eğitimlerine katılmalarını öneririm. Doğumda bilgi önemli, bunu vajinal ya da sezaryen doğum şekli ile alakası yok. Önemli olan annenin doğum şeklinden tatmin olmasıdır. Önemli olan bebeği doğar doğmaz onunla buluşması, ten temasıdır.
Hali hazırda olan annelere de öncelikle kendi içgüdülerine, annelik içgüdülerine ses vermelerini öneririm. Internet’ te çok fazla bilgi kirliliği var, içlerindeki ses çok önemli.
20-Mutlu ve iyi bir anne olmaya dair püf noktalar var mı, neler önerir siniz?
İyi anne olmak diye bir şey yoktur, yeterli anne olmak vardır J Herkes elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışır ve yapar. Mutlu olmanın yolu da sevgiden geçer. Önce kendilerini sevsinler sonrası gelir zaten.
21-Sizin anneniz sizin için nasıl bir anneydi? Çocuk sahibi olduktan sonra ona bakış açınız değişti mi?
Yeterli ve oldukça fazla fedakâr bir annedir. Elbette bakış açınız değişiyor, onu sadece kızı olarak değil de anne olarak anlamaya başlıyorsunuz. Annelik kolay bir şey değil, bunu yaşayarak anlıyorsunuz.
22-Sadece annelere değil eminim babalara da tavsiyeleriniz de vardı, nelerdir bunlar?
Eşlerine ellerinden geldikleri kadar yardımcı olmalarını öneririm. Bu çok önemli, benim annem benim çok şanslı olduğumu söylüyor. Gerçekten bana çok yardımcı olan bir eşim var, babam bizimle oyun bile oynamazmış. Tüm yük annemdeymiş. O yüzden babalar, bebeğin altını değiştirmek sadece annenin işi değildir. O bezi arada siz de değiştirin. Bu davranış ile neleri değiştirdiğinize inanamayacaksınız. (bez değiştirme basit bir örnek)
23-Günümüz zamanlarında şiddet içeren televizyon programları, daimi bilgisayarlar kullanımı, sürekli yeni bir talebi olan ısrarcı çocuklar, ebeveynlerin proje çocuk yetiştirme hevesleri, dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen şımarık çocuklar vesaire… Bu ve buna benzer görece sorunlu konulara dair ne düşünüyorsunuz?
Herkesin inancı, hayatı yaşama şekli farklıdır. Bana göre yanlış olan bir şey başkasına göre doğru olabilir. Benim için önemli olan bana göre, aileme göre yanlış olandan çocuğumu uzak tutabilmek. Bizim evde sürekli I-pad, telefon oynayan, sürekli TV seyreden çocuk yoktur, hiç seyretmediği olmaz m tabi olur ama sınırlar ve kurallar çerçevesinde..
-Eğer bunları sorun olarak tanımlıyorsanız annelere çözümüne dair tavsiyeleriniz nedir?
Dediğim gibi bana göre sorun olabilir başkasına göre değil.
Şiddet içeren TV programları onlar rahatsız etmiyor ise bir şey diyemem, rahatsız ediyor ise izletmesinler ve izlemesinler. Arz talep olayı bu maalesef bu tür programların yapılmamasını sağlayamıyorsunuz.
-Eğer sorun olarak görmüyorsanız bu gibi öğelerle pratik olarak başa çıkma yollarınız var mı?
Yukarıdaki cevap ile aynı
24-Anneler gününde nasıl bir hediye almak isterdiniz? Anneler gününüzü nasıl kutlamak isterdiniz?
Bizim ailede hediyeye bakış açısı biraz farklıdır. İlla özel günlerde hediye alınmalıdır gibi bir kural yoktur. Hediye almadığım bir anneler günü bile var. Önemli olan birlikte olmak, sarılmak ve sevginin gücünü hissetmektir.
Nasıl kutlamak isterim? Kızımla, sevdiklerimle. Nerede olduğumun ve ne yaptığımın önemi yok benim için.
25-Size hediyeymiş gibi hissettiren çocuğunuzun bir sözü, sarılması, gülüşü gibi bir şeyler olmuştur elbet. Buna dair anekdotunuzu paylaşır mısınız?
Hayat yolu sevgiden geçer, sevmeyi bilmek ve anlamak çok güzel. Hele de bunu bana canımın parçası kızım “Anne, ben seni çok seviyorum” derse hayatta bundan daha güzel bir şey var mı?
26- çocuklu kadınlara gezilecek muhit, kafe, oyun parkı, okunacak kitap, izlenecek film gibi tavsiyeleriniz var mı? Sizi etkileyen ve başkalarına da önermek istedikleriniz?
Biz Anadolu yakasında oturduğumuz için genelde Göztepe Parkına gidiyoruz, kızım orayı çok seviyor. Okunacak kitap derseniz bu ara okuyorum, şu ana kadar okuduğum en iyi ebeveyn kitabı;
Çocuğunuza Sınır Koyma Robert J. Mackenzie
Gerçekten Beni Duyuyor musun? Leyla Navoro
27- Son olarak bloğunuzu takip edenlerle son bir şey paylaşabilecek olsanız bu ne olurdu?
Özellikle anne adaylarına doğumdan sonra ten tene teması talep etmelerini öneririm.
BU GÖNDERİ İÇİN YORUMLAR KAPALIDIR