Ucundan dokunabilmek

Geçen akşam yani Pazartesi akşamı bir takipçim Twitter’dan bir soru sormuş.

“38 haftalık hamileyim, bir hafta önce nişanım geldi, doğum ne zaman başlayabilir?”

Ben de kendisine nişan geldikten sonra doğumun başlangıç zamanının kişiye göre değişken olduğunu söyledim. Böyle bir kaç soru ile devam eden bir yazışmamız oldu, sonra yazışmamızı mail ortamına taşıdık.

Kendisi normal doğum yapmayı çok istiyordu ama nişanı geldiğinden beri bir korku, panik içindeydi. Pilates yapmış, Pam England İçgüdüsel Doğum kitabını okumuş, normal doğum için bir sürü hazırlık yapmış. “Başka ne yapabilirim” dedi.

Ben de “elinden gelenin en iyisini yapmışsın zaten. Şimdi sadece bekle ama rahat ol, korkma.. Her şeyi akışına bırak” dedim. Onu rahatlatacak başka şeyler de ilettim ve kitaptan özellikle bazı bölümleri tekrar okumasını istedim.
Dün yani Çarşamba günü bana yazmış, Salı günü öğlen saatlerinde istediği gibi normal bir doğum ile bebeğine kavuşmuş. Çok mutluydu.

Onunla o gece konuşmamız, yazışmamız hayatın bize bir hediyesi idi. Dediğim bölümleri tekrar okumuş. O bu olayı bir mucize olarak tanımladı.

Ben de azıcık doula olarak dokunmanın mutluluğu ile içimden bir Ohh! çektim.

İşte ben bu yüzden doulayım, yaptığım işin çok kutsal olduğuna inanıyorum. Ucundan bile dokunabilmek bana mutluluk veriyor.

Kursa başlarken doula olmayı hedeflemiştim, kursum bitti ve doulayım. Bundan hem gurur duyuyor, hem mutlu oluyorum. Girdiğim doğumlarda annenin yanında olmanın nasıl bir haz olduğunu anneler öyle farklı diller ile anlatıyorlar ki, işte bu diyorum.

Dokunmak, farkındalık yaratmak, fiziksel ve duygusal destek vermek. Tam tarifi böyle.


  1. Falname

    25 Mart

    Çok sevindim canım, ne mutlu!