Bu sabah kızım Derin nedense bir güzel uyudu, saat 10:00’a geliyordu yataktan kalktığımızda… Ne yani o uyurken ben ne yaptım, tabi ki uyudum. Ama iyi geldi, yalan yok. Ama sabah bu kadar geç kalktığında öğle uykusuna vaktinde maalesef yapamıyor, öğle uykusu saati de geçe sarktı mı bu sefer akşam geç yatıyor. O zaman dedim, bu benim için bir fırsat. Hain anne iş başında; öğlen uyumasın, akşam 7-7.5 da yatsın, uyusun. Akşam da bana kalsın. Düşündüm neler yapabilirim, yapacak çok şey var. Yok öyle TV izlemek, keyif yapmak falan değil. Ben zaten pek TV izlemem önemli bir durum olmadıkça. Mesela dünden beri sık sık CNN TÜRK izliyorum, Birand’ın ölümü beni çok etkiledi, çok ağladım. Hatta uzun süre içimden sessiz sessiz ağladım, kızım anlamasın diye. Cüneyt Özdemir’e bir kez daha hayran kaldım, zaten kendisin çok sever ve takdir ederim. Can Dündar’a çok üzüldüm, beraber yaptıkları belgesel yarım kalmış. Henüz seslendirmesini yapamamışlar, çünkü Birand kendi sesi ile yapacakmış. Bu belgeseli sanki torununa bir mektupmuş gibi hazırlamış Dündar, çok üzgündü, içi sızlıyordu. Birand’ın torunu dedesinin kendi sesinden dinleyecekti ileride bu belgeseli, Dündar böyle hayal etmişti, ama maalesef işte.. Bugün var, yarın yoksun.
Gelelim hain planıma, daha sabahtan kafaya koymuştum Derin’i gündüz uyutmayıp, akşam erkenden yatırmaya… Neler yapacaktım, ilk planım buraya yazı yazmaktı, sonra bir labirent çizecektim ve içinde dolaşacaktım. Tabi öncelikle kırmızı şarap içecektim.
Saat şu an 21:24, Derin uyuyalı 2 saat oldu. Ne mi yaptım, sadece yazımı yazdım gördüğünüz gibi ama kırmızı şarap eşliğinde. Biraz da facebook, twitter vs… Az sonra labirent çizip düşüneceğim, rahatlayacağım. Sonra da sanırım Emzirme Sanatı kitabımı okuyacağım. Önemli olan niyet ettim, başardım 🙂 Görüşmek üzere…
BU GÖNDERİ İÇİN YORUMLAR KAPALIDIR