BURADASINIZ

Asuman ve Nil’in doğum hikayesi

Asuman ve Nil’in doğum hikayesi

Sevgili okurum Asuman D.2 nin ilk fırsatta kendi doğum hikayesini yazıp göndereceğini iletmişti. Geçenlerde gönderdi, hatta tam da beni sarsan katıldığım korkunç seminerde iken…

Tüm kadınlarımızın böylesi pozitif doğum hikayelerine ihtiyacı var. Doğum kadının işidir, kadın bedeni doğum yapmak için yaratılmıştır. Aksi bir sağlık sorunu olmadığı sürece, mecburi komplikasyonlar gerekmediği sürece doğum normal akışışında ilerleyebilir.

Asuman’ a böylesi güzel ve özel hikayeyi bizimle paylaştığı için çok teşekkür ediyorum.

Asuman ve Nil
asuman

Hamile kaldığımı öğrendiğim ilk gün, kararımı vermiştim. Ben doğal doğum yapacaktım. İstediğim şey gayet doğal fakat benim buna karar vermem çok da normal değildi, zira eline bir kıymık batınca dünyayı ayağa kaldıracak derecede canı tatlı olan ben ve az çok nasıl gerçekleştiğini bildiğim normal doğum.

Hamileliğim boyunca herhangi ekstra bir zorluk yaşamadım. Nasıl olduğunu çok da merak etmeme rağmen bahsedilen aşerme (tabiri caizse) veya herhangi bir şeyden tiksinme tarzı bir şey yaşamadım. Hatta olayı sadece kendime indirgeyip hamile bayanların ilgilenmeyen eşlerinin olaya biraz daha ilgisini çekmek için yapılmış ufak cilveler olduğuna karar verdim bu aşerme işinin. Benim  böyle bir şeye ihtiyacım yoktu çünkü eşim her zaman yanımda ve tam destekti.


Hamileliğimin son bir ayına kadar çalıştım, rahat bir hamilelik geçirdiğim için çok zorlanmadım. Bilakis faydalarını gördüm. Yürüyüşün doğuma katkılarını öğrendiğim için iş yerinde bile devamlı yürüdüm. Harici yürüyüşlerimi ihmal etmemeye çalıştım. Hamileliğimin son günlerinin sıcaklara denk gelmesi ve ayaklarımdaki şişlikler belki de hamileliğimin en zorlandığım kısmıydı ama bu kadarı da olsun artık diye düşünüp dert etmiyordum.

Düzenli olarak doktoruma kontrole gidiyordum, bir kızımız olacağını öğrenmiştik. Hazırlıklar tam gaz devam ediyordu. Pembe patikler, tulumlar çok çok tatlılardı.

 İlk kontrollerimi özel bir hastanede başlamama rağmen ben devlet hastanesinde doğum yapma kararı aldım. Hem maddi hem de manevi olarak daha iyi olacağını düşünmüştüm. Özel hastane de çok fazla müdahalede bulunulacağını anlamıştım. Ben kendime güveniyordum. Olayı gerçekleştirecek olanın ben ve kızım olduğunu biliyor, neden bir de üstüne bir ton para vereyim ki diye düşünüyordum. Bu kararımdan dolayı daha sonra herhangi bir pişmanlık yaşamadım. Özel hastane de çok da gerekli olmadığı halde kısa süre de beklemeden sezaryene yönlendirildiği duyumlarım da bu kararı vermemde etkili oldu tabii.

Günler geçiyor benim doğum yapacağım zaman yaklaşıyordu. İçimde çok tatlı bir huzur ve biraz da sabırsızlık vardı. İşten çıkmış zamanlarımı son hazırlıklara harcıyordum. Her gün hastaneye giderken yanımızda götüreceğimiz çantayı bir daha bir daha kontrol ediyor, her şeyin hazır olduğunu görünce rahatlıyordum. Yürüyüşlerime devam ediyor, bana eşlik eden anneciğimle planlar yapıyorduk.
Bana doğum yapacağım tarih olarak 30 Ağustos denmişti ama daha erken olacağı ihtimali de olduğu için ben erken beklentiye girmiştim. Her akşam bu gece kesin doğum yapacağım diyerek yatıyor ve nedense hep gece olacağını düşünüyordum. Sabah yine aynı şekilde kalkıyor, anne ben yine doğuramadım diyordum. Annem büyük bir sabır ve tecrübeyle bana telkinlerde bulunuyor, vakti geldiğinde istesem de durduramayacağımı anlatıyor ve sabırlı olmam gerektiğini söylüyordu. Her gün apartmanda karşılaştığımız kötü niyeti olmamasına rağmen sen hala doğurmadın mı diye soran teyzeyle karşılaşmamak için çaba sarf ediyordum. Hep zamanı gecikti, ben sezaryen yapmak zorunda kalacağım düşüncesini kafamdan atamıyordum. Kontrollerime doğumu yapmaya karar verdiğim hastanede devam ediyordum. Kontrollerimden birinde beni normal doğumdan vazgeçirmeye çalışan bir doktorla bile karşılaştım. Kendisinin fikrini sormadığımı benim fikrime saygı göstermesi gerektiğini söyleyip konuyu kapattım.

Son kontrole gittiğimde söyledikleri tarihi baya bir geçmişti ve doktorlar da, apartmandaki cici komşu teyze gibi sen hala doğurmadın mı dedi ve bana el koydular, hastaneye yatmam gerektiğini söylediler. Normal bir kontrole gittiğimiz sandığımızdan annemle halimiz görülmeye değerdi. Eşimi aradım, çantaları getirmesi gerektiğini söyledim. Geldiğinde o da çok şaşırmıştı. Annemin ve eşimin yüzünü hiç bu kadar beyaz görmemiştim. Anneme ve eşime beni merak etmemelerini söyleyerek ayrıldım ve odama yerleşip, beklemeye başladım. Ertesi gün doktorlar suni sancı vermeleri gerektiğini söylediler. Müdahalesiz doğum yapmak istediğim için bu karardan hiç hoşlanmamıştım ama kabullenmek zorunda kaldım. Ben ertesi gün doğum gerçekleşeceği için eşimden şampuan ve havlu istedim. Doğuma girmeden duş almanın iyi olacağını düşündüm. Ama o da ne benim sancılarım başlamıştı bile. Doktora gidip durumumu anlattığım da, doğuma alıyoruz sizi demesin mi. Dünyalar benim oldu, suni sancıya gerek kalmadan kendinden sancılar başlamıştı. Bebeğim beni duymuş ve süreci başlatmıştı sanki. Tekrar eşimi aradım, havluyu bırak, yetiş beni doğuma alıyorlar dedim. Saat 19:30’ da doğumhaneye girdim, inanılmaz mutlu ve heyecanlıydım. Ne en ufak bir endişe, ne de korku. Kendimi tanıyamıyordum bu cesaretli insan ben olamazdım. Ama bendim ve hazırdım. Sancılarımı aslanlar gibi karşıladım. Bebeğim ve ben üstün bir çabayla birbirimize kavuştuk. Sancı çektiğim anlarda edeceğim duaların kabul olacağını söyledikleri için birçok dua ettim. Kardeşime üniversite, ablama iş, bekâr arkadaşlarıma eş ve tabii bana yardım diledim.

Ve nihayetinde bebeğim elimdeydi. Ben hayatta her şeyin durduğu anların filmlerde olur sanıyordum. Gerçek hayatta da böyle bir sahne yaşanabiliyormuş bunu anladım. O an ki duyguları kelimelerle ifade etmek gerçekten mümkün değil. Doğuma girdiğimde 08.09.2009 tarihiydi. Hemşire dişini sık saat 12’yi geçsin, 09.09.09 doğumlu olsun diye espri yapmıştı, gerçekten de doğum gece saat 01:05 ‘de gerçekleşti. Herkesin sezaryeni o tarihe ayarladığını duyduğumda çok şaşırmıştım ama ben de o tarihte doğurmuştum ama tek farkla doğal ve müdahalesiz bir doğumla.

Kızım şimdi 3 yaşında, adı Nil. Ben doğal doğum yapmış biri olarak doğal doğumun ne harika, hiç de anlatılan gibi zor bir şey olmadığını her fırsatta ifade ediyorum. Bu vesileyle hayatımın en özel günlerini kaleme almama sebep olduğunuz için size çok çok teşekkür ediyorum.


BU GÖNDERİ İÇİN YORUMLAR KAPALIDIR