….

Aslında nereden başlasam bilemiyorum ama bu ara ilginç bir ruh hali içindeyim. İçimdeki ruh halini yansıtan bir an yaşadım cumartesi günü ve yazmak istedim. Başlık bile bulamadım hissettiklerime..

Ben annem ve babam ile yaşarken çok ev değiştirdik, taşınma tecrübem fazladır. Doğduğum evden itibaren evlenene kadar annemler ile toplam 4, evlendikten sonra da 3 ev değiştirmişim, şu an 4.evde oturuyoruz. Şu an oturduğumuz eve yeni taşındık, bundan önce Erenköy’de oturuyorduk. Buraya gelmemizin sebebi de malum çocuklu halimiz ile anne evine yakın olmak lazım. Acıbadem’den kalktık, geldik Erenköy’e. Ben zaten doğma büyüme Erenköy, Caddebostan civarında oturdum, anlayacağınız cadde kızıyım 🙂 Erenköy’deki evin benim için çok büyük anlamı varmış, çünkü ne zaman evin önünden geçsem gözlerim doluyor. Kendime şaşırıyorum, bu zamana kadar yaşadığım evlerin önünden geçerken hiç bir şekilde kötü olmaz, duygusallaşmazdım (Babaannemin evi hariç). Sonra düşündüm, bu evi bende bu kadar çok özel yapan nedir? Çok zor değil bu sorunun cevabını bulmak: Derin’in, canım kızımın doğduğu ev. O evde yeni, güzel o kadar çok anımız var ki. O evden taşındığımı  ilk günlerde yanlışlıkla evin önünden geçtim yanımda Derin varken. Ve Derin yolumuzun yanlış olduğunu oraya girmemiz gerektiğini söyleyince, ağlamaktan alı koyamadım kendimi sokağın ortasında tabi kızıma çaktırmadan.

Bundan önce hayatımda bir ev vardı, önünden ne zaman geçsem beni gözyaşlarına boğan; artık bir yenisi daha eklendi. Babaannemi kaybettiğimden beri onun yaşadığı evin önünden ne zaman geçsem kötü olurum. Normali de bu sanırım, çünkü çocukluğum orada geçti. O evde, o bahçede. Babaannemi çok severdim ben, benim için çok değerli bir insandı. Bazen özellikle yolumu değiştirir oradan geçerim, hatta bir keresinde bahçesine girdim, dolaştım. Amma seksek oynamışımdır o bahçede, yerdeki tebeşir izleri hala gözümün önünde…

İşte böyle, o yaşadığımız dört duvar arası, bizim evimiz, yuvamız, anılarımız, hayallerimiz, kaybettiklerimiz, kazandıklarımız her şeyi ile bizim hayatımız. Sanırım bundan sonra ne zaman kızımın doğduğu evin oradan geçsem hep aynı duyguları hissedeceğim. O evde kızım doğdu, ilk defa baba dedi, anne dedi, emekledi, yürüdü, düştü. Her bir kapısına kafasını çarptı, bahçesinde oynadı. İlk karını orada gördü, daha neler neler. Eminim Derin’de o evi unutmayacak, ne zaman önünden geçsek hatırlayacak. Benim yaşadığım evler ile ilgili hep güzel anılarım var, kızımın da öyle olur inşallah.

 

Sevgi ile kalın,

Esra

 


  1. DoulAnnEsra

    27 Kasım

    Sağol canım. 🙂

  2. Falname

    29 Kasım

    Amin 🙂 Umarım hepinizin her anına daha nice güzel anılar eklenir; onları gözyaşlarıyla değil, gülümseyerek hatırlarsın.
    Gerçi, biz kadınların neye ağlayacağımız hiç belli olmaz. :)))

  3. DoulAnnEsra

    29 Kasım

    Haklısın canım 🙂