Annelik hüznü yani doğumdan sonra ruh hali bozuklukları annelerin %80’inde görülür. Bu hüzünlü hal genellikle ilk haftada başlar ve birkaç hafta sürer.
Bu süre zarfında ne hissedersiniz?
– Sebepsiz yere ağlama
– Kendini yoğun baskı altında hissetme
– Kontrol kaybı duygusu
– Yorgun, endişeli veya üzgün hissetme
– Kendine güvensizlik
Bu hisler lohusalığın olmazsa olmazları sanırım ve maalesef bu hüzünlü hal bir haftadan uzun sürüyor. Hatta kimi anneler 40 gün bile yaşayabiliyor bu durumu. Sonuçta lohulasalık zaten 6 hafta süren bir süreç değil mi?
Ben nasıl yaşadım lohusalığı, valla durup dururken ağlıyordum. Özellikle akşamları eşim geldiğinde durup dururken ağlardım. Aslında ozaman ağlamak için hep bir neden bulabiliyordum ama şu an düşündüğümde çoğu sebepsiz ağlamalardı.
Kontrol kaybı duygusunu da hissetmedim değil. Hatta Derin’i ilk hafta doktora kontrole götürdüğümüzde annem çeşitli sorular soruyordu doktora. Sorduğu sorulardan birinin son cümlesine de “bunları soruyorum, çünkü bebeğin bakımından ben sorumluyum” dediğinde, ben de bir fişek çaktı. Nasıl yani, Derin benim çocuğum; ben senin çocuğunum. Ben Derin’in bakımından, ihtiyaçlarından sorumluyum; sen de benim ihtiyaçlarımdan. Halbuki annem bunu tamamen iyi niyeti ve bebek bakımına karşı olan ilgisi ve bilgisi dahilinde sormuştu. Ama lohusalık işte, illa başka yere çekeceğiz ya konuyu.
Peki lohusalar ne yapmalı bu durumda?
Öncelikle bu sürecin geçici olduğunu bilin.
Bebeğinizin keyfini çıkarın, onu bol bol emzirin, sevin, okşayın, kucağınıza alın (babaanne ve anneannelerin aman kucağa alışmasın lafına kulaklarınıza tıkayın).
Bebeğiniz uyurken dışarıya çıkın, hava alın.
Bebeğiniz uyurken siz de uyuyun.
Bir de o bitmek tükenmek bilmeyen tebrik misafirlerinin daha az sıklıkta yapılmasını sağlayın.
Özetle, lohusalığın da keyfini çıkarın..
Bu yazımı okuduktan sonra “Lohusalık Bildirisi” başlıklı yazımı kesin okumalısınız.
zeynep
22 Şubat
çok güzel tanımlamışınız. bu dönemde insan en çok kendini düşünmeli ve içinden geldiği gibi yaşamalı , söylenenleri kulak arkası etmeli .
Nesrin İnci
14 Kasım
esra hanım, bu yazınız ve lahosalık bildiriniz tamamen beni anlatıyor! Kendimi satırlarınızda okumak bir bakıma bu durumu sadece ben yaşamamışım diye mutlu etti ama diğer taraftan o günleri hatırlayınca yine çok üzüldüm.. Öyle zor bir dönemdi ki benim için bebeğimin ilk ayını fotoğraflar olmasa hatırlayamayacağım bile.. Bir çok anneye göre bilinçli bir anneyim ve doğumdan sonra annenin bazen duygusal problemler yaşayabileceğini biliyorum ama bazen bilgi yetmiyor yaşamak çok başka gerçekten de. Evim kalabalıktan doldu taştı, ne dinlenebildim ne uyuyabildim ve sürekli ağlıyordum ben ağladıkça etrafımdakiler “ağlama sütün gider” diyorlardı ve ben daha fazla ağlıyordum. nitekim sadece 3 ay emzirdim o da mama takviyesiyle. sonra bir gün uyandım ve.. sutum yok!
Lohusalık bildirisinde yazdıklarınız o kadar bana ait tecrübeler ki yaşadıklarımı unutmamak ve her daim hatırlamak için yazınızın çıktısını aldım ve çantamda taşıyorum. Ben de kısmetse ikinci çocuğumda çok daha dikkatli, kararlı ve kuralları kendisi koyan bir anne olmak istiyorum ve bunun için ne gerekirse yapıcam bu sefer. neye maal olursa olsun..
beni bana anlattığınız için ve yalnız olmadığımı hissettirdiğiniz için çok teşekkür ederim!
Sevgiler..